top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıVarlık

Şah Mesud, Afganistan ve çocuklar

Güncelleme tarihi: 5 Tem 2021

Jeopolitik konum ve coğrafi yapı, insan yapısını etkileyen en büyük faktörlerden birisidir. İşte böyle değerlendirip, bakarsak Afganistan'ın şuanki durumunu daha iyi anlayabiliriz.


Penşir aslanı olarak bilinen Şah Mesud, Afganistan'ın en büyük lideridir. Kuzey cephesinin komutanı olarak Rusya ve Taliban ile yıllarca süren bir mücadelenin kahramanıdır. Tacik kökenli Şah Mesud'un fotoğraflarını, her sokak ve iş yerinde görebilirsiniz. O, doğunun Che Guevarasıydı.


“2001'de, tam da 11 Eylül saldırılarından iki gün önce, Fas asıllı iki gazetecinin çantasına koyulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti. Enteresan olan şey, bu gazetecilerin bombadan haberdar olmaması ve olayın Taliban üzerine kalmasıydı. Eğer Şah Mesud ölmemiş olsaydı, Afgan halkı, lideriyle beraber işgalcilere karşı mücadele edebilirdi.”

Neden Önemlidir Şah Mesud?


Ahmed Şah Mesud’u diğer liderlerden ayıran en önemli vasıf, bir savaşçı lider olduğu kadar, modern dönemlerin geleneksel bir direnişçisinin ötesinde, kıvrak bir diplomatik zekaya sahip olmasıydı. Hindikuş dağlarının sert tabiatının, Ahmed Şah Mesud’la itidal bir görünüme kavuşmasıydı. Cihadın başladığı günlerden itibaren tavizsiz bir direniş mücadelesi içine giren Şah Mesut, özgürlük ve bağımsızlık için savaşan son yüzyılın en önemli savaşçı lideriydi. Şah Mesud ülkesinin çağdaş yüzünü temsil ediyor, bilim ve eğitime önem veriyordu. Liderler ile ülkeler şekil değiştirir, bunun tarihte bir çok örneği var. Öğrencilik yıllarında edebiyata ve spora ilgi duyar; Cinnah’tan etkilenerek şiirler yazar. Che, Mao gibi komünist liderlerin hayatlarını okur, Fransız edebiyatının usta yazarlarının kitaplarını Fransızcadan takip eder. Gazali, Mevlana, Bedil, Hafız Şirazi gibi İslam dünyasının önde gelen şahsiyetlerin eserlerini de okur.

Futbol, voleybol, yüzme, karate, at binme gibi sporlarla ilgilenen Mesut, bir süre yerli bir futbol takımının koçluğunu da yapar. Liseler arasında düzenlenen karate turnuvasında birincilik madalyasını alır. Üniversite yıllarında, Habib Rahman adında İslami hareket lideri ile tanışır ve onun vasıtasıyla Hezb-e Jamiat-e İslami’ye katılır. Habib Rahman’ın öncülük ettiği Davut rejimini yıkma girişimine katılır. Fakat bu girişim başarısızlıkla sonuçlanır ve Habib Rahman hapse atılır. Mesud önce Herat’a, sonra Kabil’e kaçar. Gülbeddin Hikmetyar ile tanışır fakat onun faaliyetlerini aşırı bulur. Hikmetyar’ın politik liderlere saldırı, bombalama gibi eylemlerin İslami amaca hizmet etmediğini düşünerek hareketin siyasi, sosyal ve askeri bir mücadele yöntemini benimsemesi gerektiğinde ısrarcı olur. 22 yaşında Hizb-i İslami’nin Pençşir emirliğine getirilir.




1974’te komünist hükümete karşı ilk silahlı ayaklanma Mesud’un liderliğinde Pençşir’de gerçekleşir. Fakat Peşaver ve Kabil’deki iki kolunun anlaşmazlığı nedeniyle isyan başarıya ulaşmaz. İsyan sonrasında İslami hareket, Burhaneddin Rabbani ve Hikmetyar grubu olarak ikiye ayrılır. Mesud, tercihini üniversite yıllarından itibaren hocası olan Rabbani’den yana kullanır ve bu hareketin ikinci adamı olur.

Mesud, kısa zamanda Nuristan ve Pençşir’deki Tacik aşiretleri hareketin içine katmayı başarır ve 1978’e kadar bu bölgelerde komünist hükümete karşı bir gerilla direnişi başlatır. Afgan hükümetinin askerleri Şah Mesud karşısında başarısız olur ve Pençşir’i terk etmek zorunda kalırlar. 1979’da askerlerle girdiği bir çatışmada yaralanır fakat Pençşir’den çıkartılmaz.

Rusların Afganistan işgaline karşı en büyük direniş Şah Mesud ve mücahitlerinden gelir. KGB üç, Afgan yönetimi iki kez, Şah Mesud’u öldürme teşebbüsünde bulunurlar, fakat başarılı olamazlar. 1981, 1983, 1984 ve 1987’de Rus özel kuvvetlerini yenilgiye uğratır. Rusların Pençşir vadisini ele geçirmelerine izin vermez.

Cihad yıllarında hakim olduğu bölgelerde İslami bir idare tarzı kurar. Afyon, esrar gibi uyuşturucu üretimi ve satışını yasaklar. Hatta mücahitlerin sigara kullanmalarına da izin vermez.

Ahmet Şah Mesud, Rusların çekilmesinden sonra Özbek general Raşid Dostum’la anlaşarak Kabil’e 24 Nisan 1992’de girerek Necibullah yönetimine son verir.

1992 ve 1996 yılları arasındaki iç savaş döneminde hükümet içinde Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı gibi rütbelerde görev alır. Taliban’ın 1996'da iktidarı ele geçirmesiyle kuzey ittifakının askeri liderliğinin başına getirilir. 2001'de şüpheli bir suikast ile hayatını kaybeder.

Halkın kahramanı olan Şah Mesud'un, bugün halen her sokakta fotoğrafını görebilirsiniz. Her toplum bir kahramanı bekler. Afgan halkının kahramanı, Şah Mesud'dur.


AFGANİSTAN


Nereden başlamalı bilmiyorum. Ama gördüklerim, kültürel farklılıktan ötede bir anlam taşıyordu. Her sabah 5:30'da çalışmaya başlayan, çok çalışkan bir halk, dürüst, mücadeleci ama savaşlardan bıkmış. Eğitimsizlik ve cehaletin hüküm sürdüğü, kızların eğitiminin engellendiği, inancın etkisini, insan düşüncesini engelleyerek, halkın yönetildiği bir sistem. Zor, dağlık bir coğrafya, hayvancılık ve yeraltı zenginlikleri dışında bir üretim yok. Dünyanın en büyük uyuşturucu üretimi burada yapılıyor. İşte bu yüzden gözde ve işgalciler ayrılmak istemiyor. Güney bölgelerinde, Taliban yönetimi halen mevcut.


El Kaide'nin ve diğer örgütlerin hüküm sürdüğü, eğitildiği bir yer. Kuzeyde ise, Türk kökenli Tacik, Kırkız ve Hazar Türkleri var. En gelişmiş şehirlerinden, ilim sahiplerinin şehri Mezar-ı Şerif burada yer alıyor. Polis ve askerleri her yerde görebilirsiniz. Bazı bölgeler, özellikle Kunduz şehri oldukça tehlikeli, canlı bomba saldırısı, suikastler buranın liderlerinin ortak kaderi diyebiliriz. Afganistan'da her kim öne çıkar ise, mutlaka bir saldırıya uğruyor. Bu saldırıların çoğunda, masum insanlar, çocuklar hayatlarını kaybediyor. Bir halkın sosyolojik yapısının nasıl değiştirilebileceğini anlayabileceğiniz bir yer. Eğitimin değerini, toplum düşüncesini ve inancın nasıl kişisel çıkarlar uğruna kullanıldığını daha iyi anlayabiliyorsunuz.

Başkent Kabil'i gezdiğiniz zaman, gelişmiş büyük düğün salonları görebilirsiniz. Fakir ve zengin arasından inanılmaz bir uçurum var.

Düğünler Afgan halkının tek eğlence yeri olduğundan dolayı, aşırı abartılı bir şekilde gerçekleşiyor. Düğün salonları, alışveriş merkezleri kadar büyük ve gösterişli burada. Düğünlerde Hindistan ve İran etkilerini görebilirsiniz. Tabii ki, kadınlar ve erkekler aynı salonda bulunuyor. Bu düğün salonlarında varlıklı ailelerin düğünleri oluyor. Fakir halk ise sokak düğünleri ya da aile arasında törenlerini gerçekleştiriyor. Kabil diğer şehirlere göre daha modern diyebilirim. Fazla yüksek binanın bulunmadığı, her yerde Türk şirketleri ve restoranlarını görebilirsiniz. Kuzey şehirlerinde Türk kökenli halk yaşamaktadır.

Takhar, Badakshan, Samangan Hazar Türklerinin yaşadığı yerlerden bazılarıdır. Bu şehirlerde akşamları elektrik verilmez. Uzun yollarda, şehirlerde rastlayacağınız iki şey var. İlki Amerikan ve Nato askerleri ikinci ise, dilenciler. Yol kenarında dilenciler vardır. Arabaları durdurup sizden para isterler. Fakat bazen bu bir tuzak da olabilir.

Yollarda bir çok Nato askeri ve zırhlı araçlarını görebilirsiniz. Burada canlı bomba eylemleri olduğundan, Nato askerleri, araçlarından inmezler. Sizlerin de araçlarınız ile onlara yaklaşmanızı istemezler. Bu sebeple onları belli bir mesafeden takip etmeniz gerekir.

Bu kısmı yorumsuz bir şekilde yazmak istiyorum. Kadınlar Burka giyerler. Bu gözlerin bir perde arasından görebildiği bir giysidir. Kadınları çarşıda çok fazla göremezsiniz. Mecbur kalmadıkça evlerinden çıkmazlar, eğer çıkacaklarsa eşlerini ya da annelerini yanlarına mutlaka alırlar. Kadınların araba kullanması yasaktır. Ön koltuğa oturamazlar. Toplumda yerleri yoktur. Bir öğretmen maaşı 100 dolardır. Doğu kültüründe olduğu gibi Afganistan'da da, başlık parası vardır. 5000- 15000 dolar arasındadır. Yani iyi bir birikim yapılması gerekmektedir. Evlilikler görücü usulü yapılmaktadır. Erkeğin annesi, kızı görmeye gider. Eğer anne kızı beğenirse, evlilik gerçekleşir. Zenginler için tabii ki, durum her zaman farklı olur.

Alışverişte, pazarda dürüstlük hakimdir. Burada kimse sizi kandırmaya çalışmaz. Afgan halkı çok sıcakkanlı ve misafirperver bir halktır. Bir yabancı gördüklerinde, onu ağırlamak, karnını doyurmak isterler. Özellikle Türkse... Sizi ağırlamak, karnınızı doyurmak isterler.

Türk halkına büyük saygı duymaktadırlar. Burada görev yapan Türk askerlerinin fotoğraflarını bazı caddelerde görebilirsiniz. ABD askerleri de güvenliklerini sağlamak için bazen Türk bayrağı ile dolaşır. Taliban kuzey bölgelerinde bazen bomba eylemleri yapabilir. Burada yabancı iseniz her zaman temkinli olmanız gerekebilir. Özellikle devlet büyükleri, vali, belediye başkanı veya bir grubun lideri varsa, canlı bomba eylemi olması olasıdır.


Ben dünyanın en güzel çocuklarını burada gördüm. Her zaman gülen, en ufak şeyden bile eğlence çıkartan bu çocuklar, maalesef büyüklerin ve savaşın etkisiyle büyüyorlar.

Sürekli savaş halinde olan bir ülke düşünün. Rusya gibi bir büyük orduyu ülkesinden çıkartmış, fakat kendi iç çatışmaları yüzünden bir türlü düze çıkamamış, içerisinde terör gruplarının yetiştirildiği, maşa olarak kullanıldığı, farklı etnik kökenlerin birlikte yaşamaya çalıştığı ve halen işgal altında, sömürülen, milli bilincin yok edilmeye çalışıldığı, kültür karmaşası içinde, kriket oynayan, Amerikan tişörtünü giyen çocukların, cola ve Hollywood sinemasıyla beyninin yıkandığı bir ülke.

Dünyanın en güzel çocukları diyorum. Çünkü, bu kadar savaş ve şiddet ile iç içe büyüyüp, bu kadar mutlu, bu kadar güzel çocuğu bir arada görmemiştim. Her zaman gülen, imkansızlıklara rağmen, çocukluğumuzdaki gibi sokakta yeni oyunlar bulan, hayal gücü yüksek çocukların olduğu bir yer. Jeopolitik konum, bazı ülkelerin kaderini belirler. Tıpkı Türkiye gibi, kültürlerin tam ortasında, yer altı kaynakları olan, inanç yapısı kuvvetli ve eğer rahat bırakılırsa, Asya'nın en gelişmiş ülkelerinden birisi olacak, çalışkan ve zeki insanlardan oluşan bir topluma sahip. İşte bu yüzdendir, Afganistan'ın makus kaderi, gelişmemesi için her türlü girişimin yapıldığı, mezhep, aşiret, ırk, dil ayrımını kullanarak, böl, parçala, yönet düşüncesi ile işgal edilmiş ve şu an sadece kaderine terk edilmiş bir ülke. Dilerim bu güzel çocuklar, bu güzel ülkenin tarihini değiştirip, tam bağımsız, güçlü, modern bir ülkeye dönüştürebilirler. Her millet hakettiği şekilde yönetilirmiş. Ama bu tez, Afganistan halkı için geçerli değil.










43 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yük

bottom of page